Çaresizlik..
Acıyı dindirememenin çaresizliği,
Bir isteği, özlemi gerçekleştirememenin çaresizliği.
Hele de evladının özlemini görüp de çaresiz kalma.
Çok zor,
Kendi acım, kendi özlemim neyse
Ama abinin sana yanması, seni özlemesi..
Onun senin için üzüldüğünü farkettiğim anki çaresizlik çok zor annecim.
Geçen gün çantasında buldum.
Tesadüfen seçtiği taşlarmış, sarı olanın kalp şeklinde olduğu fark edince "Kardeşim beni çok severdi ya belki de o yüzden" demişti.
Düşünüyorum da ben 10 yaşındayken ölen birini özlemenin, ondan hatıralar saklamanın, bu acının ne anlama geldiğini hayal bile edemezdim muhtemelen. Öyle acı görmemiş, mutlu mutlu bir çocuktum işte. Ama abin öylemi? İsyan etmiyorum, çok şükür o da sağlıklı, mutlu bir çocuk ama ölümü iyi tanıyor, bu yaşında.
Mezarından ben de hatıralar aldım bir çok kez.
Senin gömüldüğün gün üzerine dikilen çiçeklerden biri olan yandaki çiçeği, iki ay sonra sökmüş, bir saksıya dikmiş ve eve getirmiştim. Aylarca kuruyana kadar baktım evde o çiçeğe. Bir dönem senin mezarında, senin toprağında büyüyen çiçeği, evimize getirmiştim senden hatıra diye. Senin toprağın ona hayat verdi diye.
Mezarına birkaç oyuncak gömmüştüm yine ilk zamanlar. Sana aldığım ilk oyuncak olan dişlik mesela. Ya da sen köpekleri çok sevdiğin için minik bir köpek oyuncak. Toprağının içine gömmüştüm onları sanki orada oynayabilirmişsin gibi. Saçma biliyorum ama bir teselli, bir avuntu belki. En az bir sene mezarında gömülü kalan o dişlik artık çantamda hep. Her yere yanımda götürüyorum nedense.
Kendim için o kadar üzülmüyorum ama abine dayanamıyorum annecim.
Onun seni çoook özlediğini gördükçe, o çaresizliği hissettikçe içim sızlıyor.