Kategoriler

26 Aralık 2017 Salı

2
yorum
Ayakkabılar ölmüyorlar..


İlk adım ayakkabısı..
Senindi.
İlk adımlarını bu ortopedik tabanlı ayakkabıyla atacaktın, önemliydi.
Ayak yapısı için, düzgün basmayı öğrenmen için vs. önemliydi.
Sonraki ayakkabılar ortopedik olmasa da olur belki ama ilk adım ayakkabısı önemliydi.
Ben seçmiştim bunu.
Nerden baksan 5 yıl olmuş alalı.
Hala dün gibi hatırlıyorum.
Dün gibi.
Sanki daha dün sana giydirmişim gibi.
Oysa nerdeyse 4 yıldır hiç giyilmedi bu ayakkabı.
Ara ara çıkarıp baktım, kokladım, okşadım ama hiç giyilmemişti.
Bugün kardeşine giydirdim.
Oldu, çok da güzel oldu.
Güle güle, güzel günlerde giysin inşallah.
Ama ciğerlerim yerlerinden söküldü sanki, çok ağladım.
Çünkü daha dün gibi..
Cırt cırt bantlarına takılı kalmış kıyafetlerinin ipleri, duruyor hala. 
Daha dün gibi hatırlıyorum senin ayaklarına giydirişimi..
O ayaklar öldü..
Çürüdü, toprağa karıştı.
Hani önemli olan, çok çok kıymetli olan o ayaklar.
Yoklar..
Ama ayakkabılar ölmüyorlar..
Devamı --> »

6 Aralık 2017 Çarşamba

2
yorum
Katil kelime "ama"

Neden bilmiyorum ama fotoğraflarına bakamıyorum artık oğlum.
Evimizin duvarlarındaki resimlerinle göz göze gelmek ciğerime ciğerime batıyor.
Hep zordu tabi ki hep yaramı kazırcasına canımı acıtırdı fotoğraflarına bakmak ama son zamanlarda başka boyutlarda canım yanıyor sana bakınca.
Düşündükçe kardeşinden sonra olduğu fikrine vardım.
Senden sonra bir bebek daha yapma korkusu, senin unutulacağın korkusu, senin yerine onu koyacağımızın korkusu, o vicdan azabı..
Sanırım bu düşünceleri atamadım bilinçaltımdan.
Ondandır muhtemelen resimlerine her bakışımda utanışım.
Utanıyorum oğlum, kardeşini severken senden utanıyorum.
Sanki öyle uzaklardan bizi izleyip iç geçiriyorsun, yanımızda olmak istiyorsun da ben seni görmeyip, farketmeyip Asya Miray'la ilgileniyor muşum gibi.
Öyle bi vicdan azabı.
Senin yerin bambaşka yüreğimde biliyorum.
Hiçbir zaman aklımdan çıkmadın biliyorum.
Acın hafiflemedi hiç biliyorum.
Hatta kardeşin doğduktan sonra daha bi yanık bağrım, daha bi seni özlüyorum, daha bi senin ölüp gidişine şaşırıyorum.
Ama şu bi gerçek ki sen ölüp gittin ama ben yaşamaya devam ediyorum.
Olması gereken bu muhakkak ama..
Ama..
Bi "ama" hep var içimi acıtan..
"Katil kelime" denir ya "ama" için. Hani kendinden önce gelen her ifadeyi, cümleyi öldürür diye.
Öyle işte
Beynimdeki bütün teselli düşüncelerinin, bütün mantıklı çıkarımların sonrasında bir "katil" ama kelimesi var..
Her cümlenin sonuna "Ama oğlum öldü benim" diyesim geliyor.
Devamı --> »

6 Kasım 2017 Pazartesi

Dayan..


Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni...
(Ahmed Arif)
Devamı --> »

30 Eylül 2017 Cumartesi

Seni anlatabilmek seni..

"Anneee! Az önce bir bakışı vardı, aynı Asil Miran'a benziyordu haa!!" dedi bu akşam abin.
Çok sevindim. Seni unutmamış olmasına çok sevindim. Unutmaz tabi, asla seni ve senin acını unutamaz abin. Demek istediğim yüzünü, bakışlarını hatırlıyor olması. Çok sevindim.
Senin ölümün başka başka acılar yaşattı bana. Özlemine dayanamazken o tümör  canını yaktı mı diye yandım. Ya da erken teşhis edilse ameliyatla kurtulur muydun diye kendimi hırpalarken herkes unutacak oğlumu, silinip gidecek bu hayattan diyerek ağladım. 
Bunlar ve başka başka acılarım var benim.
O yüzden olacak ki aradan geçen yaklaşık 3,5 seneye rağmen abinin senin bakışlarını hatırlaması içimi rahatlattı biraz.
Yıllar yıllar geçse de hatırlanman beni biraz mutlu edecek. Hamileydim, doğurdum, büyüttüm, ölesiye sevdim. Nasıl ölür nasıl yalan olup gider..
Hatta bu blog benim seni bu dünyaya kazıma çabalarıma denk düşer. Bir yerlerde izin kalsın, Asil Miran bebeğimi yıllar sonra bile bilenler olsun diye anlattım tüm yaşadıklarımı. Bir ara kitaba dönüştürmeyi bile düşündüm. Daha somut, elle tutulur olsun diye.. Neyse..
Abin de hatırlar yıllar geçse de. Acınla değil tabi sevginle hatırlasın inşallah..
Devamı --> »

20 Ağustos 2017 Pazar

Ekin idim oldum harman..

"Ecel gelir haktan ferman,
 Can çekilir kalmaz derman
 Ekin idim oldum harman
 Savursunlar yele beni.."

Çok özlüyor, çok yanıyorum sana.
Oğlum keşke duysan ya...
Bilmiyorum bilemiyorum bu dünya ile öbür dünya arasındaki köprüyü..
Var mı acaba bi yol, bi bağlantı, bi iletişim?
Allah bilir ancak
Allah'ım halimi de sen biliyorsun
Çare ya Rabb..

Devamı --> »

12 Ağustos 2017 Cumartesi

Demincek..

"Ve sen daha demincek
Yıllar da geçse demincek
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm.."

Yıllar geçti sen gideli. Aklım almıyor hala bazen. Hamileydim, doğurdum, büyüttüm.. Nerde şimdi diyorum bazen. Yalan dünya işte deyip "Yalan dünya"yı düşünüyorum. Evlat, aile, sevgi... hepsi yalan mı hakkaten. "Biz hiçiz aslında" da kalıyor kafamda dönenler...

Sonra kardeşine bakıyorum. Asya Miray'a..
 Yalan da olsa, emanet de olsa nasıl güzel..
Ona böyle her derin bakışımda sen düşüyorsun gönlüme. Bir sızı sonra..

Bu aralar çok geliyorsun aklıma. (Bu cümle de nasıl acıttı canımı. Aklımdan çıkıyorsun demek ki bazen. Oysa... Neyse)
Ağlıyorum yine sık sık..
Devamı --> »

30 Temmuz 2017 Pazar

Tesadüfen..



Biliyorum yıllar geçse de tıpkı bugünkü gibi tesadüfen seninleykenki gibi olacak bazı şeyler.

Biliyorum yıllar geçse de tıpkı bugünkü gibi bir anda gözümün önüne gelecek yüzün.

Biliyorum yıllar geçse de tıpkı bugünkü gibi göğüs kafesimin ortası yanacak senin için..

Aynı pozu vermişiz farketmeden 4 yıl sonra.
Havuzun mavisi ayni,
Güneş aynı,
Gülüşler aynı,
Abin büyümüş,
Sen değil kardeşin Asya Miray kucağımda..
Devamı --> »

15 Mayıs 2017 Pazartesi

2
yorum
Yarım hayat..


Yarım...
Her şey yarım..
Anneler günüydü dün,
O da yarım...
Babandan duyduğum bir söz takılıyor aklıma şimdi
"Bu dünyada sefayla cefa bir arada hep, hiç kimse ne sadece sefayı ne de sadece cefayı çeker. İkisi birliktedir her daim"
Cidden de öyle değil mi
Şu resimdeki gibi herşey
Minik mor çiçekler insana huzur verirken
Minik bir bebeğe ait mezar taşı nasıl insanın ciğerine basıp acıtıyor..
Yarısı su dolu bir bardak gibi işte hayat
İyi tarafından bakarsan mutluluk yarım
Kötü tarafından bakarsan da üzüntüler yarım.

Ha Anneler günüydü değil mi
Yarım yarım kutladım yine..

Devamı --> »

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Çilek resmi paylaşmazsam olmaz değil mi?


Çilek mevsimi,
Yine..
Nedense birçok şeyi yiyemediğin halde çilek ve dondurma yiyemediğini düşününce içim sızlıyor.
Bu çilekleri abin aldı dün. Canı çekmiş, markete gönderdim, aldı. Yedik birlikte hiç aklıma sen gelmeden. Ta ki bugün Instagram da gezinirken su postu okuyuncaya kadar..


Kardeşin aklıma geldi, ona ne zaman yedirebileceğimi hesap ettim. Çünkü onun için takibe almıştım bu bebek beslenmesine dair sayfaları.
 Sonra tam bunları düşünürken bir anda eşzamanlı bir sızı, bir acı düştü içime. Asil Miran hiç yiyemedi dedi içim. İçimin daim sana yanan yerleri dile geldi. Derin bir nefes verdim istemsiz, göğüs kafesim çöktü o boşalan nefesle.. "Asil Miran hiç yiyemedi.."

Bir yaşından önce verilmediği için verememiştim sana, sen bir yaşını bitirdiğinde kıştı, ölmeden önce çıkmıştı çilek ama ilk mahsulleri yedirmemiştim sana daha bollaşsın da hormonsuz, ilaçsızlarını bulayım diye.

Neyse işte, türlü türlü nedenler işte..
Sen hiç çilek yiyemeden gittin bu dünyadan, bense yiyorum zaman zaman..

Devamı --> »

8 Nisan 2017 Cumartesi

5
yorum
Gazi Hastanesi..

Bugün arabayla Gazi Hastanesinin önünden geçtik. Ben arkada kardeşinle ilgilendiğim için son anda farkettim ordan geçtiğimizi, Gazi Acil tabelasını gördüm bir an ve derler ya hani "ciğerime bir sızı saplandı" diye tam da öyle yandı içerim.

O gün o kapıdan sen kucağımdayken girip ertesi gün sensiz çıkışımı hatırladım. O acıyı, o çaresizliği, o yangını.. Üst katların camlarını taradı gözlerim, Çocuk Yoğun Bakımın olduğu katı kestirmeye çalıştım. Senin dünyaya baktığın son pencereyi bulmaya çalıştım. O katın koridorlarında yankılanan çığlıklarımı anımsadım sonra, hani babanla benim yanıma gelip de "Maalesef bebeğiniz öldü" dedikleri zamanki çığlıklar..

Sonra kardeşine baktım, "Bak gördün mü, kucağın tekrar doldu" dedim kendime. "Sabrettin ve Allah sabrını gördü" dedim. Dedim dedim ama teselli edemedim içimi..

Doldu gözlerim, yandı içim sana.
Sen de yanımda olsaydın ya..

Devamı --> »

31 Mart 2017 Cuma

2
yorum
Kısacık bir rüyaydı ama..

Çok kısa bir rüya gördüm dün gece.

Yerde iki bebekle oynuyorum, biri büyük diğeri daha minik iki bebek. Abin de biraz uzağımda televizyon izliyor galiba. Ben bebeklerden küçük olanına odaklanmış, onu güldürmeye çalışıyorum ama benim hareketlerime her iki bebek de çok gülüyor. Hemen abine sesleniyorum, "Efeeee hemen buraya geeel, kardeşin sesli gülmeye başladı, görmen lazııımm" diye.

Bu aralar Asya Miray'ın sesli gülmeyi öğrenmesi lazımmış, onu bekliyoruz Efeyle. Sık sık deniyoruz ikimiz de güldürebilmeyi. Muhtemelen o yüzden gördüm bu rüyayı, hani bilinçaltı meseleleri falan. Ama yerde oturan diğer bebeğe çok şaşırdım uyanınca. Hiç öyle bir düşüncem yoktu ama sen olabilir misin annecim o bebek? Acaba minik kardeşinle ilgilenirken sen de yanımızda bizimle oluyor musun ki? Keşke..



Devamı --> »

29 Mart 2017 Çarşamba

4
yorum
Asya Miray..

Günlerdir aklımda kurmaya çalışıyorum cümleleri, ne desem nasıl anlatsam diye düşünüyorum. Yazıp yazıp siliyorum hep.

Ama az önce kardeşinin resimlerine bakarken bunu hiçbir zaman tarif edemeyeceğimi anladım ve "yaz" dedim kendime. "Şu an aklından ne geçiyorsa yaz"

Aslında belki kelimelere bile gerek yoktur. Şu resme bakınca, bir bebeğe bakınca duygulanmayan yoktur zaten.


Asya Miray..
Kız kardeşin..
Senin adına benzettik adını. Çoğu zaman Asil Miran dedik yanlışlıkla. Yeni yeni alışıyoruz.

Öyle büyük mutluluk verdi ki bize tarif edemiyorum işte. Bazen "Allah'ım bunu hakedecek naptım ki ben" diyorum. Muhakkak senin ölümünün ardından, senin acına dayanışımdan olduğunu düşünüyorum sonra.

Kardeşinin gelişi tabiki hayatımıza ışık oldu, umut oldu. Ama bir yandan da seninle ilgili birçok detayı hatırlatır oldu bana. Bir insanın bebek sevme tarzı değişmiyormuş. Her annenin kendine has, değişmeyen bir bebek büyütme şekli var sanırım. O yüzden olsa gerek kardeşinle ilgilenirken, onu severken, onunla konuşurken hep sen aklıma geliyorsun. Tıpkı sana yaptığım gibi bakıyorum ona da, sana söylediğim sevgi sözcükleri dökülüyor dilimden ona da, sana söylediğim ninnileri, şarkıları tekrarlıyorum.

Şaşırıyorum çoğu zaman, gerçek olup olmadığını sorguluyorum. 3 yıl öncesine gidip sanki sen hiç ölmemişsin gibi hissediyorum. Sonra bir anda sana yanıyorum, nasıl da bırakıp gittiğini düşünüyorum. Ardından şükrediyorum Allah'a..
Devamı --> »

8 Mart 2017 Çarşamba

12
yorum
Hediyemiz..

Geldi
Kardeşin geldi dünyaya, aramıza..
Klişe olacak belki ama hoşgeldi..
Hoşluk getirdi dünyamıza.
Çok sevdik onu, cok hem de
Hepimiz de, ben, baban, abin..
Bir teselli, bir hediye bize o Allah'tan
Şükürler olsun..

Çok ağladım doğunca
Ebe ve hemşirelere defalarca  defalarca sordum "İyi mi, sağlıklı mı?" diye.
Sonrasında o doğum salonunda bir saatten uzun bir süre yalnız kaldık kardeşinle, uzuun uzun baktım ona.
Sana benziyor mu diye, senden bir iz taşıyor mu diye baktım.
Sonra farkettim ki yeşil bir hastane örtüsüne sarmışlar.
Hani sen öldüğünde yüzüne örttükleri örtüden..
O kadar zor geldi, o kadar ağladım ki.
Aynı örtü, minik oğlumun öldüğünü anlatmaya çalışmıştı bana şimdi de yeni doğan kızımı müjdeledi.
Zor, acı, tuhaf..
İbret alınası..
Allah'a isyan etmemek gerektiğini hatırlatan..

Büyüyor kardeşin de hızla.. Tıpkı senin büyüyüşün gibi. Ona baktıkça hem huzur hem de içimde yuvalanan korkuyu hissediyorum. "Ya ona da birşey olacaksa, ya onu da kaybedeceksem.."
Çaresizliğimi hissediyorum yine, elimden hiçbir şeyin gelmeyeceğini.. Yine dualara sarılıyorum böyle anlarda, Allah'a emanet ediyorum kardeşini..
Devamı --> »

16 Ocak 2017 Pazartesi

Cennette kreş var mıdır?

Oğlum, melek oğlum,
Doğum günün birkaç gün önce geçtiği için içim daha bir buruktu son zamanlarda. Yaşasaydın hayatımızın nasıl olacağını hayal ediyordum istemsiz. 4 yaşında olacaktın. Nedense daha çok kreşe gidişin geliyordu aklıma.

Doğum gününün ertesi gecesi rüyamda 3-4 tane çocuk gördüm. Elele tutuşmuşlar mutlu mutlu yürüyorlardı. Üzerlerinde bizim çocukluğumuzda giydiğimiz siyah önlüklerden var, sırt çantaları görünüyor. Kabe'nin önündeler.

"Ne yapıyorsunuz siz" diyorum ben. "Burası bizim kreşimiz, kreşe geldik" diyorlar.

Uyanıp da rüyamı hatırlayınca kendimden utandım. Allah'ım seni ve senin gibi minik cennet çocuklarını tabi ki benden daha çok seviyor ve tabi ki sizlere bizim hayal bile edemeyeceğimiz nimetler sunuyor. Bana mı düşmüş senin için endişelenmek, yaşasaydı ne güzel olurdu demek.

Affet Allah'ım, kendi özlemimden, acımdandı keşkelerim. Yoksa senin hikmetinden sual etmek ne haddime.

Biliyorum ki en güzel yerdesin oğlum. İnşallah layık olabilmeyi başarırsam kavuşacağız o güzel yerde..

Devamı --> »

12 Ocak 2017 Perşembe

İyi ki doğdun oğlum..



Asil Miran, can oğlum..
İyi ki doğdun, iyi ki bizim oğlumuz oldun.
Sensiz kutladık yine doğum gününü bugün, sensiz kestik pastanı. Abin, baban, ben... Birlikte üfledik mumlara. Kısa süreli de olsa seni bize verdiği için teşekkür ettik Allah'a.

Devamı --> »

7 Ocak 2017 Cumartesi

2
yorum
Bebeğim doğunca..

Çook zorlanıyorum bu aralar annecim, kardeşin doğacak ve ben onu kucağıma alınca ne yapacağımı, evlat hasretinin bebek hasretinin açtığı yarayı içimde nasıl dizginleyecegimi bilmiyorum.

Sosyal medyada hep yenidoğan resimlerine, doğum hikayelerine bakıyorum istemsiz ve gördüğüm her bebek resminde ağlamamak için tutuyorum kendimi, bastırıyorum duygularımı. Sonra bi korku alıyor beni, "kendi bebeğimde napicam" diye. İnleye inleye ağlamak gelecek içimden, kardeşine sarılıp hıçkıra hıçkıra aglamak gelecek. Ama bilirsin beni, yakınlarımı üzmek istemem ve tutarım kendimi. Beni o halde görmesinler, öyle çaresiz kalmasınlar diye tutarım. Bu da benim yaralarımı daha mı kanatır, içimi dökemeyince daha mı kötü olurum bilmiyorum.

Tekrardan minicik bebeğimin minicik bedenine sarılacak olmak, o evlat kokusunu bebek kokusunu içime doya doya çekecek olmak çok heyecanlandırıyor beni.

Senden kalan yara çok derin, çok acıtıyor oğlum. O yarama az da olsa merhem olacak kardeşin, inşallah.

Çünkü zaman geçtikçe özlem dayanılmaz oluyor..
Devamı --> »