Bu eve sığamıyorum annem, bizim evimiz değil burası. Benimseyemedim, sahiplenip bizim diyemedim bu eve ben.
Anahtarı aldılar benden, taşındığımız evin anahtarını, senin yaşadığın evin anahtarını istediler geçenlerde. Çünkü taşınalı 1 ay olmuştu neredeyse, bizim evimiz değildi orası artık. Bende kalsın diyemedim, anahtarı bende dursun, ben bazen oğlumu aramaya gidiyorum diyemedim. Orası hala bizim evimiz diyemedim.
Keşke satın alabilseydik o evi. Bir ömür gidip senin anılarına ağlayabilseydim. Ama olmuyor annecim. Şimdi el gibi dışardan bakacağım o eve, içinde sen varmışsın gibi, sen orda kalmışsın gibi canımı parçalayacak o ev. Çünkü seninle birlikte yaşadığımız "evimiz"in kapısını bile açamıyorum artık..
Cennet kuşu Asil Miran'ın annesi.Benim gibi sabırlı,Allah'ın izniyle iman gücü tam seçilmiş cennet çocuklarının annesi.Rabbim bizlere sabır ve dayanma gücü versin.Bizler Allah'ın Celal sıfatını görerek inşallah Cemal sıfatıyla ödüllendirilip çocuklarımıza kavuşuruz.Bütün yazdıklarınızı 15.09.2012 den beri aynen yaşıyorum.oğlum Furkan da11 yaşındayken cennet kuşu oldu.rabbim yar ve yardımcımız olsun.
YanıtlaSilYorumujuzu okuyunca bir sızı da sizin için saplandı yüreğime. Çok olmuş, çok özlemiştir annesi diyerek yandım. Allah size, bana ve bizim gibilere dayanma gücü versin. Biliyorum ki "Allah kullarına zulmetmez. ", bu bana zulüm gibi gelse de Allah mükafatını verecektir elbet. Böyle düşünüp böyle teselli olmaya, yanan ciğerimi böyle susturmaya çalışıyorum. Oğlumu sonsuza kadar kaybetmediğimi biliyorum. Biliyorum ki o şimdi en güzel yerde mutlu mutlu beni bekliyordur ve belki Furkan abisinin elinden tutmuş oyunlar oynuyordur..
Sil40 mum yanarmış insan sevdiğini kaybedince her gün biri söner acısı da gün geçtikçe dinermiş dediler.Ama öyle değil işte.Bu acı evlat acısı.İki yıl oldu ..ama dün gibi..Buna yaşamak diyorlarsa evet ..yaşıyorum.Hiçbirşey eskisi gibi değil.Yanıyorum ..yanıyorum..Cehennemi dünyada yaşamak çok zormuş.Hergün yaşadıklarımızı tekrar tekrar yaşamak..Bizimkisi trafik kazasıydı.Güle oynaya çıktığımız tatil yolculuğundan dönerken başkalarının hataları yüzünden şarampole yuvarlandık.Altı takla attık.Kimseye birşey olmazken oğlum kaza anında bizden ayrılarak çoktan cennetin yolunu tutmuş.Ben de elimden yara aldım.5 dikiş atıldı.Sağ elimi 1 yıl zor kullandım.Keşke kolum kopsaydı da oğlum Furkan bizimle olsaydı ..ama kader .keşkelerle olmuyor.Her gün elimdeki yara izini görmek,kaza anını yaşamak..dayanılır gibi değil.her gece yatmadan önce rüyamda görmek için rabbime yalvarıyorum.Ne olur allahım rüyalarda bari furkanımla buluştur diye..Bazen görüyorum.Bu da bana öyle bir mutluluk veriyor ki tarifi imkansız..Hep çocuklarla geziyor..yemyeşil ağaçlar..kocaman uçsuz bucaksız güzellikler..Bir gün çok ağladım oğlumun adını ve resmini mezar taşının haricinde bir çeşmeye bir parka yazdıramadık diye..bunlar bile bir yığın prosüdür gerektiriyor .yoksa hayırlarımızı hep yapıyoruz Allah kabul etsin.Neyse gece rüyamda yemyeşil bir ormanlıkta beyaz zemin üzerinde büyük harflerle Altay Furkan AŞIK yazıyordu .Sabah kalktığımda sevincimden çok ağladım ve Rabb'ime şükürler ettim.İçiniz ferah olsun.Furkan ve Asil Miran cennette beraberler.Buna adım gibi eminim.Bizleri bekliyorlar Allah'ın izniyle.Bizler yeter ki sabretmesini ve dayanmasını bilelim.Dualarınızı eksik etmeyin.Sevgiler.
YanıtlaSilDediğiniz gibi işte, "evlat acısı".. Öyle derin öyle yaman bir acı ki hiç tanımadığım bir anne için, Furkan'ını yitirmiş bir anne için saatlerdir düşünüyor, ağlıyor, ne yazsam da biraz teselli olsa diyorum. Bir türküde dendiği gibi işte
Sil"Ciğer yarasının ilacı yoktur, yaranı merhemsiz sarmaya çalış.
Allah'ın her türlü takdiri Hak'tır, biraz metanetli olmaya çalış.."
Dualarım, gözyaşlarım ve yürek yangınım sizinle. Sabır..