Ne hayattan bir beklentim var artık ne de umudum. Çünkü ölüm denen şeyi gördüm, tattım ben. O çaresizliği görüp de bu dünyada güçlü olabilmek için uğraşmak çok saçma. Evladımın kollarımda bitkin yatışını, gözümün önünde bebeğime kalp masajı yapılışını görmüşüm, beyaz bir kefene sarılmış ölü yüzünü öpmüşüm oğlumun ben. Ne dünyası ne hayat beklentisi..
Bize göre çok uzun ama öbür tarafla kıyaslayınca çok kısa olan bu dünya hayatının bitmesini beklemek benimkisi.
İşe başlasan çok iyi olacak..
Mezarına bu kadar sık gitme..
Her yere resimlerini asma..
Her yere resimlerini asma..
Bütün anıları o evde, ev değiştirirsen biraz daha iyi gelir..
Evde yalnız kalma, dışarı çık..
Kendine bir uğraş bul..
Kendine bir uğraş bul..
Resimlerine, videolarına bakma..
Bir çocuk daha yap..
Bir çocuk daha yap..
O acı türküleri dinleme..
Bu kadar çok uyuma..
Ağlama..
Ağlama..
O kadar çok nasihat veren var ki. İyi olmam için teoriler geliştiren dostlarım, yakınlarım. Tekrar söylüyorum: Evladımın kollarımda bitkin yatışını, gözümün önünde bebeğime kalp masajı yapılışını görmüşüm, beyaz bir kefene sarılmış ölü yüzünü öpmüşüm oğlumun ben. Ne iyi olması ne dünyası ne hayat beklentisi..
Bir oğlum daha var benim. İkimizde öleceğiz ama birimiz daha önce. Ya ben ondan önce öleceğim ya da o benden önce. Yani %50. %50 ihtimalle diğer oğlumun da ölümünü göreceğim ben. Bu kadar gerçek bir ihtimal varken nasıl iyi olmalıyım bilmiyorum. Ölüm bu kadar yakın ve çaresizken nasıl eskisi gibi olmalıyım anlamıyorum. Bu hayat anlamsızmış işte bunu anlayıp susmalı ve hayatın bitmesini beklemeliyiz..
Bir oğlum daha var benim. İkimizde öleceğiz ama birimiz daha önce. Ya ben ondan önce öleceğim ya da o benden önce. Yani %50. %50 ihtimalle diğer oğlumun da ölümünü göreceğim ben. Bu kadar gerçek bir ihtimal varken nasıl iyi olmalıyım bilmiyorum. Ölüm bu kadar yakın ve çaresizken nasıl eskisi gibi olmalıyım anlamıyorum. Bu hayat anlamsızmış işte bunu anlayıp susmalı ve hayatın bitmesini beklemeliyiz..
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder