Asil Miran, tatlı oğlum benim. Senin için bir albüm yaptırıyorum annecim, resimlerin arasından en güzellerini seçtim ve tarihlere, olaylara göre sıralayarak, bazı notlar ekleyerek gönderdim fotoğraf stüdyosuna. Kitap şeklinde bir albüm olacak, o yüzden kapak, isim falan seçmem gerekiyordu. Ben de adını "Melek oğlumuz Asil Miran" koydum. Doğumundan başlayarak mezar taşında biten bir fotoğraf dizisi.
Mezar taşına da "Melek oğlumuz Asil Miran" yazdırmıştım....
Kategoriler
30 Eylül 2014 Salı
26 Eylül 2014 Cuma
2
yorum
Hayırlı evlat..

Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vessellem buyurmuştur ki:
'' Kadın, hamileliğinde, doğum yapıncaya , bebeği sütten kesilinceye kadar, Allah yolunda hudutlarda nöbet bekleyen mücahit gibidir ( daima öylece sevap alır durur). Eğer bunlar arasında ölüverirse ona şehit mükâfatı ve ecri vardır. '''' Kadın hamile iken, bu onun için gündüz oruçlu, gece namazlı, rabbine gönülden teslim...
25 Eylül 2014 Perşembe
Yine bayram oluyor..
Dön gel, oğlum kuzum dön gel, yine bayram oluyor
Herkes sevdiğine neler neler alıyor..
http://www.youtube.com/watch?v=pJsT0TF2BWE
Bayram.. Hani herkesin bir araya gelip kaynaştığı, bütün kardeş, kuzen, dostların memlekette toplanmasıyla güzel elbiseler giyinip hoş sohbetlerle, mutlulukla kutlanan ritüelimiz..
Tamam, dini bir vecibe, kutsalımız. Ama bu da namaz gibi, oruç gibi isteğe bağlı...
2
yorum
Bebek kiyafetleri..
Bebekler çok çabuk büyüdükleri için kıyafetleri daha eskimeden olmamaya başlar. Bazen sadece bir iki kez giydirdiğimiz bir kıyafet artık bebeğimize olmadığı için elimizde kalır. Biz de yakın çevremizde bebeği olan varsa ona veririz. Çok yeni, çok cici bir kıyafettir. Kardeşimizin ya da arkadaşımızın bebeğine veririz giysin diye.
Ben de senin büyüyüp de giyemediklerini verecektim. Sana aldığım o tatlı gömlekleri, pantolonları, minik minik ayakkabılarını.....
24 Eylül 2014 Çarşamba
22 Eylül 2014 Pazartesi
Cennet Cocuklari..
Kuzum, oğlum.. Allah'ım seni seçmiş annecim, seni cennet çocuğu olarak seçmiş, sevmiş seni Allah'ım. Dünya sıkıntılarına, zahmetine sokmadan kolay yoldan cennetine almış seni. Bizi de sevmiş Allah, oğlum. Bizi de bu dünyada çocuğumuzun sevgisinden mahrum etti ama cennette ebediyen çocuk sevme zevkiyle mükafatlandıracak inşallah.
Çok zor, dayanılacak gibi değil annem ama mecburum buna. Allah'ın verdiğine de aldığına da razı olup, O'na teslim olunca...
20 Eylül 2014 Cumartesi
Günlük tutmak..
Bir annenin bebeği için günlük tutması.. Ne kadar anlamlı, ne kadar ince bir davranış değil mi? Daha hamileyken başlar yazmaya, bütün heyecanını, hislerini, hazırlıklarını yazar. Bebeği doğunca yaşadığı sevinç katlanır, onun büyümesini adım adım not eder. Hayali; bebeği büyüyüp kocaman bir birey olduğunda ona vermektir o günlüğü, 18 yaşına girdiğinde, üniversiteye giderken ya da evlendiğinde..
Ben de o niyetle yazdım sana annecim. Sana hamile olduğumu...
Etiketler:
annelik
,
evlat
,
gunluk tutmak
,
ölen çocuğa mektup
,
ölüm
19 Eylül 2014 Cuma
Bir adı olmalı..
Bir adı olmalı bence bunun, bir kelime bulunmalı bunu özetleyen. Hani babası ölene "yetim", annesi ölene "öksüz" denir ya tam da öyle, evladı ölen annelere de bir şey denmeli. Yaşadığı acıyı anlatan bir kelime. Öksüz kaldı der gibi "....... kaldı" denmeli. Ondan sonra hayatının nasıl değiştiğini, ne acılar çektiğini, ne kadar yazık bir hale düştüğünü anlatan bir kelime. Hayatından, canından bir parçasının koptuğunu, eksik olduğunu anlatan; tıpkı bir kaza sonrası sakat...
17 Eylül 2014 Çarşamba
Hayır, tek çocuk!
Bugün abini yeni bir okula kaydettik oğlum. Servis sorunlarından dolayı mecbur kaldık ve apar topar okulun ilk haftasında yeni bir okul seçmek zorunda kaldık.
Ben gittim kayıt için abinle, ben doldurdum bütün formları. Başka kardeşi var mı sorusunun karşısına "Yok" yazdım kendi ellerimle. Seni yok yazdım oğlum, bilemedim ne yazacağımı. Vardı ama öldü falan yazılmıyor işte. İki seçenek var ortada, başka kardeşi var ya da yok! Yok yazdım oğlum. Başka...
15 Eylül 2014 Pazartesi
Hayattan beklentiler..
Hani herkesin hayattan beklentisi farklıdır, istekleri farklıdır ya. Herkes bir şeyleri elde edebilmek için uğraşır durur. İşte o olması istenen şeylerin ne kadar değersiz olduğunu biliyorum ben artık. İş, evlilik, para, ev, araba, kariyer.. Bunlara sahip olabilmek için uğraşmak ne kadar gereksiz ne kadar anlamsızmış meğer. Düne kadar acıyıp bakamadığım dilenci kadını kıskanıyorum ben artık kucağında bebeği var diye. Yanından geçen herkes acıyorken ben kıskanarak...
Televizyondaki parmak izleri..
Misafirlerimiz vardı dün annecim, babanla benim arkadaşlarım ve iki yaşındaki oğulları.Hani sen 9,5 aylıkken, en son bize geldiklerinde onların oğluyla oynamıştın. O gün sizi çektiğimiz videoyu izledim yine, Ankara'nın Bağları'nı açmışız sizi oynatmaya çalışıyoruz. Sen o kadar ilgileniyorsun ki o bebekle resmen üstüne atlıyorsun sevmek için. Gülüyoruz hepimiz, şaşırıyoruz. Ama çok mutluyuz oğlum, görüyorum ve çook kıskanıyorum o halimi.
İşte...
13 Eylül 2014 Cumartesi
Düğün var bugün..
Düğüne gideceğim bu akşam annecim. Çok yakın bir arkadaşımın düğünü. Gitmesem küsmez, darılmaz bana biliyor halimi ama yanında olmam gerektiğini hissediyorum. Çünkü o hep yanımdaydı benim. Mutlu anlarımı hatırlamıyorum ama acımda yanımdaydı hep, senin acında..
Sen ölmeden bir hafta kadar önce gelmişlerdi bize nişanlısıyla. O kadar huzursuzdun ki ilgilenememiştim, bir kahve bile yapamadan göndermiştim misafirlerimi. Onları kapıda uğurlarken sen arkadaşımın...
N'olur..
Allah'ım yaşatma bu acıyı kimseye n'olur, senin emrine karşı gelinmez, karışılmaz ama çok zor Allah'ım. Yavrumun kıyafetlerini koklayıp koklayıp artık öldü diyebilmek, buna dayanmak çok zor. Ya yaşatma kimseye ya da böyle çaresiz bırakma, bu acıyla kıvrandırma kimseyi. Yardım et Allah'ım, n'olur...
12 Eylül 2014 Cuma
70.000..
Bugün iş yerinden bir arkadaşım aradı. Senden 4 ay büyük bir kızı var onun da. Aynı dönemde hamileydik iş yerinde, ortak noktamız çoktu yani.
Bir sabah programında dinlemiş bir hocadan, evladını kaybeden anneler kendi huzurları ve bebeklerinin orda huzur bulmaları için 70.000 Kelime-i Tevhid okusunlar demiş. Göreceklerdir ki iyi gelecektir, demiş. Sağolsun arkadaşımın aklına ben gelmişim, aradı söyledi. Zaten anne olanların, küçük bebeği olanların sesinde duyuyorum...
Yaşayan çocuklar..
"Algıda seçicilik" diye bir kavram var, biliyorum. O kavramı düşünürsek tam da bu benim yaşadığım. Ben mi seçiyorum, algılarım hep onları mı görüyor bilmiyorum ama o kadar çok bebek var ki dışarda.. Ve bir o kadar anne.. Ne yana baksam en geç 1 dakika içinde bebek arabasını süren veya kucağında çocuğunu taşıyan birini görüyorum. Bakmaya utanıyorum o bebeklere. Ne kadar içimin eridiğini, imrendiğimi, kıskandığımı annesi görür de kızar diye. Bakamıyorum başka bebeklere...
10 Eylül 2014 Çarşamba
Sonbahar, hüznün mevsimi..

Sonbahar geldi artık, yağmur yağıyor Ankara'ya uzun uzun. Hava serin ve kasvetli. Herkes için kasvetlidir böyle gri havalar, sonbahar biraz hüzün mevsimi gibi anılır birçoklarına göre. Ama bu sonbahar benim canımı yakıyor oğlum. Hayatın devam ettiği gerçeği ciğerime saplanıyor bıçak gibi.
Sen öldüğünde ilkbahar bitiyor yaz yeni başlıyordu. Acınla...
8 Eylül 2014 Pazartesi
Evim evim güzel evim..
Evim evim güzel evim..
Abinle dışardan eve girdiğimizde böyle deriz çoğunlukla. Kendi evimizdeki rahatlığı daha kapıdan girer girmez hissederiz. Bir çok kişi için de öyledir muhakkak.
Benim de evim evim güzel evim'in her bir yanı seninle doluymuş annecim. Çok yaşamadın bu dünyada, çok kalmadın aramızda ama ne kadar çok iz bırakmışsın hayatımızda. İz bırakmak denmemeli bence buna, parçamız olmuşsun bizim o kısacık ömründe....
7 Eylül 2014 Pazar
Ne iyi ettin be oğlum..
Çok zor bu hayat oğlum ya. Ne iyi ettin de gittin burdan. Keşke ben de bebekken, senin gibi 16 aylıkken ölseymişim. Acıyla yaşamak çok zor oğlum...
6 Eylül 2014 Cumartesi
2
yorum
Vitrinlere bakmak..
Annecim, güzel oğlum benim..
Abini müzeye götürdüm dün yine. Gezmeye ihtiyacı var onun, daha bir çocuk ve yaşamaya ihtiyacı var. O yüzden senden sonra gezmeye götürüyorum yine abini eskisi gibi. Eskisi gibi ama sensiz, eskisi gibi ama göz çukuru hep yaş dolu, içi hep acıyan bir insan olarak, eskisi gibi ama çocuğu ölmüş bir anne olarak..
Müzede 1,5 saat kalacaktı abin, uzun bir turdu yani. Armada'nın alt katında bir Çocuk...
Yağmur..
Oğlum, Asil Miran'ım..
Mezarındaydım az önce yine. Bilmem fark ediyor musun geldiğimi? Hissediyor musun yanı başında oturup sana bakışımı. Gerçi fark etme, bence daha iyi, öldüğünü hiç bilme, benden uzak olduğunu, dokunamadığını hiç hissetme bence. Çok zor çünkü bu, çok acıtıyor insanın ciğerini. Allah bilir tabi ama ben hep orda bana benzeyen bir meleğin kucağında olduğunu hayal ediyorum, hep annenin kucağındasın, gülüyorsun, mutlusun. Sen ayrılık,...
4 Eylül 2014 Perşembe
İki resim arasındaki dayanılmaz farkı bulmak..

Geçen sene bugün, bu saatte çekmişim bu fotoğrafını. 4 Eylül 2013, saat 14:13.
Hiç bilebilir miydim bunu çekerken seneye senin olmayacağını, senin ölmüş olacağını. Allah'ım aslında ne çok nimetler vermişsin bize. Eğer geleceği görebilsek ne kadar dayanılmaz olurdu hayat. Bunu çekerken 8 ay sonra senin öleceğini bilsem ne yapardım,...
9
yorum
Mezarında boş yer var mı, ben de girip yatayım mı?
"Mamoş palton tutayım mı?
Hayrın için satayım mı?
Mezarında boş yer var mı?
Ben de girip yatayım mı?"
Böyle bir türkü yazılmış. Kim bilir bunu yazan nasıl bir acı yaşadı, hangi yakını öldü de onunla birlikte mezara girmek istedi bilmiyorum. Ama onun yaşadığı acı çok tanıdık bana, onun mezara girme isteği benim de bu hayattan beklentim.
Çünkü sen öldükten sonra çok istedim ölmeyi, babana çok yalvardım sen,ben ve Efe, biz de ölelim nolur diye....
Etiketler:
mezar
,
ölüm
,
ölüm haberi
,
sabır
,
sabir
3 Eylül 2014 Çarşamba
Kahvaltı eşliğinde kahvaltı..
Bugün kahvaltıda saplandı ciğerime acın.
Uyanamadığım için suçlanmıştım biraz, abin uyanmıştı bir saat kadar önce ve beni bekliyordu. Kahvaltı yapması gerekti onun, çünkü o daha çocuktu ve annesine, bana ihtiyacı vardı. Bu vicdan azabıyla zorla uyanıp hemen kahvaltı hazırlamaya koyulduğum için ciğerimdeki yarayı çok farkedememişim. Ama masaya oturup abinle sohbete başlayınca..
Sen ikimizin arasında otururdun ve masaya mutlaka...
2 Eylül 2014 Salı
Mezarlık..
"Annesi onu çok,
Babası onu çok,
Herkesler onu çok
Severmiş, öpermiş.."
Seni uyuturken çaldığım ninni bu, bu şarkının yatıştırıcı sesine alışmıştın ve uyku vakti olduğunu anlardın.
Dün mezarının başında açtım yine bu şarkıyı, defalarca dinlettim sana yine. Çünkü uyku vaktin annecim, mışıl mışıl uyuma vakti senin için, huzurla ve musmutlu.. Huzurlu ve mutlusun biliyorum annecim. Şükürler olsun ki senin orda...
Sayılı gün..
120 gün oldu bugün oğlum, sen gideli 120 gün. Yani 4 ay oldu, bir ay bitti bir diğeri başladı, bitti. Ama sen yoktun. Mayıs bitti, o kapkara Mayıs. Haziran oldu, Temmuz oldu, Ağustos oldu ve şimdi Eylül başladı. Bir mevsim geldi geçti, sen gelmedin oğlum. Gelmeyeceksin de biliyorum. O kadar acı ki biliyorum.
Gün sayma diyor baban, kızıyor buna. Haklı da. Ne için gün sayıyorum ki. Hem gün saymak böyle olmaz, en sondan başlanır ve her geçen gün bir...
1 Eylül 2014 Pazartesi
2
yorum
Annesinin kuzusu, tatlı şeker oğlusu..
"Annesinin kuzusu, tatlı şeker oğlusu.." Bu bizim ailenin şarkısıdır oğlum, sen de alışmıştın buna abin gibi. Sen de bunu duyunca mutlu oluyordun. İnşallah yine duyuyorsundur.
Senden sonra çok şey öğrendim annecim. Allah'a imanım tamdı tabi ama bilmediğim o kadar çok detay varmış ki. Mesela cehennemin bekçisi olan meleğin adı Malik'miş, yani sahip, sahiplenen. Cennetin bekçisi olan meleğin adı ise Rıdvan, razı olan.. Kendini bir şeylerin sahibi...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)