Kategoriler

25 Mart 2015 Çarşamba

Şaşırıyorum annecim..

Çok özlüyorum annecim seni.
O kadar artıyor o kadar dayanılmaz oluyor ki bu özlem, şaşırıyorum bazen..
Bir duygudan, vücuda fiziksel hiçbir etki olmadan bu kadar maddi acı çekilir miymiş diye..
İnsanın acıdan gerçekten göğüs kafesinin ortası yanar mıymış diye..
Hakkaten beli bükülür müymüş diye..

Benim oluyor annecim,

Sana yanmaktan, seni özlemekten bağrım kavruldu resmen.
O kadar ağır geliyor ki vücudum, o kadar acı çekiyor ki bedenim, kıvrılıyor kıvrılıyor anne karnında bir bebeğin duruş pozisyonu alıyorum.
Bedenim resmen her hücresiyle sızlıyor.
İnleye inleye sallanıyorum.

Şaşırıyorum bazen.

Manevi bir şey bu kadar maddi zarar verir miymiş diye.

Sonra belki sadece manevi değildir diyorum.

Bir anne ile evladı arasında sürekli var olan görünmez bir bağ olabileceğini düşünüyorum.
Sevgi, şefkat tabi ki var, sürekli kalır annenin içinde bunlar.
Ama ben ciddi ciddi, maddi bir bağ kalabileceğini düşünüyorum.
Anne doğurmuş olsa da bebeğini, aralarındaki o fiziksel bağ ortadan kalkmış gibi görünse de görünmez bir şey kalıyordur belki.
Belki bebeğin bir parçası annenin içinde kalıyordur.
Ya da ne bileyim anneden bir parça geçiyordur bebeğe de kalıyordur bebeğin bedeninde..

Senden bir parça var mutlaka benim bedenimde ve o öldüğü için bu kadar acıyordur canım. Ölü bir şey olduğu için içimde..

Ya da benim bir parçam da senin bedeninde ölmüştür ve o yüzden kalan bu bedenim böyle yanıyordur.

Bilmiyorum nedir bu, ama şaşırıyorum bu acıya annecim..


Devamı --> »

15 Mart 2015 Pazar

Ayrımcılık, yapılmalı evet..

     Hiçbir zaman insan ayırmamışımdır. Her türlü ayrımcılığa karşı olmuşumdur hayatta. Ne hemşehricilik ne milliyetçilik ne de ümmetçilik yaparım. Bütün insanlar eşittir benim gözümde ve herkese aynı değer verilip aynı şekilde davranılması gerektiğini düşünürüm.

     Oldum olası hayat görüşüm bu yöndeyken senin ölümünden sonra değişmeye başladı bu düşüncem. Ayrım yapılmalı, herkese aynı davranılmamalı. Benim çok ihtiyacım var çünkü buna. Bi işaret konsa bana, bi not, bi renk, bi fark. Ve anlasa insanlar benim evladı ölmüş bir anne olduğumu. Küçük çocukların olduğu ortamlara almasalar beni, çocuk reklamlarını izletmeseler, kreşlere bakamasam, parklara giremesem. Yasak olsa bana bunlar.


     Şu an bir okulda abinin sınavdan çıkmasını bekliyorum mesela. Bir çok veli var tabi benim gibi bekleyen. Ama bazılarının yanında küçük çocukları da var. Bebek arabasıyla gelmiş birisi, tam senin kadar bi oğulları var, yani yaşasaydın olacağın kadar. Kıskançlık asla değil, çekememezlik değil asla. Her biri için ayrı ayrı dualar ediyorum içimden, Allah acılarını göstermesin diye. Ama ciğerlerim parça parça oluyor oğlum.  Küçük bir çocuğa bakınca nefesim yakıyor bağrımı. Seni görmeye çalışıyorum, seni hayal ediyorum, seni özlüyorum.


     Adım atıyor bebek önümde paytak paytak,  Asil Miran'ım böyle yürüyemedi diyorum.  Konuşuyor bıdı bıdı,  benim kuzum sadece baba ve anne diyebildi diyorum. .


     Ama buna da şükrediyorum kuzucum bilesin, çok kısa sürmüş olsa da seni bana verdi diye hep şükrediyorum Allah'a..


Devamı --> »

11 Mart 2015 Çarşamba

Doktor raporu..

"........hasta exitus kabul edildi."

Bu cümleyle bitiyor rapor.

Defalarca defalarca okuduğum, yoğun bakım servisindeki doktorların hazırladığı rapor.
Latince kelimeler, terimlerle dolu olan rapor.
O terimlerden sadece "exitus"un "ölü" anlamına geldiğini bildiğim rapor.
Ve o anda ciğerimi yerinden söken rapor.
Sonrasında her kelimeyi tek tek internetten araştırarak anladığım rapor.
Son paragrafının 08:20'de başlayıp 09:05'te o cümleyle bittiği rapor.

Oğlumun ölüm hikayesini anlatan rapor..


Allaah, Allaaah, Allaaahııım.. Al canımı.. diye diye ağlatan rapor..


Devamı --> »

Öyle ağırım ki..

"Öyle ağırım ki kendime
 Sen benden gittin gideli.."

Devamı --> »

9 Mart 2015 Pazartesi

Sabredin..

"Sabredin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal/46)

" Allah sabredenleri sever." (Al-i Imran/146)

"Sabredenleri müjdele ki, onlar başlarına bir bela geldiği zaman, "Biz Allah'ın (dünyada takdirine teslim olmuş kulları)yız ve biz (ahirette de) yine O'na döneceğiz" derler. Iste onlara Rablerinden mağfiret ve rahmet vardır ve işte onlar hidayete erenlerin ta kendileridir." (Bakara/155, 156, 157)



Devamı --> »

7 Mart 2015 Cumartesi

Ağlama, günahtır..

"Ağlama, günahtır.." diyorlar annecim.
"Isyan ediyorsun ağlarken.." diyorlar.

Bilmiyorlar ki ben en çok Allah'ın huzurunda ağlıyorum. Bilmiyorlar ki ben en rahat Allah'a derdimi dökebiliyorum, en çok ona anlatınca rahatlıyorum.

Seccadenin üzerinde kırk büklüm olup çok inledim, çok yalvardım Allah'a. Çok kez bir tek sure bile okuyamadan, bir cümle dua bile edemeden öylece otururdum Allah'ın huzurunda. Dayanacak gücüm kalmadığında, nereye gidip nasıl sabredeceğimi bilemediğimde, canımın acısından nefes alamadığımda bazen abdest bile alamadan seccadeye oturup Allah'a teslim ederdim kendimi. Bana verdiği bu emanet canı, bu bedeni taşıyamadımda bir süre O'na teslim eder, O'nun verdiği güçle biraz rahatlayınca tekrar teslim alırdım emanet canı, bedeni.

Hala da ara ara rahatlamak için kıldığım, ne vakte ne tamı tamına kurallarına uymayan namazlarımda uzunca otururum seccadenin başında. Başımı secdeye kapatıp dakikalarca ağlarım. Bilmiyorum günah mıdır? Bilmiyorum inanan bir Müslümanın yapması uygun mudur?  Ama tek bildiğim Allah'a sığınınca rahatladığım, onun karşısında ağlayarak bütün yükümü bir süreliğine de olsa attığım.

Günahsa Allah'ım affetsin. Ama ağlamadan duramıyorum oğlum. Senin ölümünün acısına alışamıyorum kuzum.
Devamı --> »

3 Mart 2015 Salı

Seni her nefeste özledim bugün..


"Acıyı başıma nar eylediler
Hayaline daldı gözlerim bugün
Dumanlı başıma dağ eylediler
Seni her nefeste özledim bugün..

Yırtıldı göğsümde çığlığım sesim
Boğazıma düğümlendi nefesim
Yüreğime akan bu kanı kesin
Yediğim kurşunu sezmedim bugün..

Kırıldı umudu serçe kuşların
Yüzüne dağılmış sırma şaçların
Böyle acımı olur günü baharın
Yüzüme dayandı dizlerim bugün.."

Devamı --> »

1 Mart 2015 Pazar

Takvim yapragi..





Kuzucum, Asil Oğlum..

Baksana yukarıdaki resimlere..
Senin doğduğun günün takvim yaprağı..
O günden belliymiş sanki kaderimiz,
"İlahi İmtihan" yazılıymış o günün takvim yaprağında..

Saklamıştım bunu hayaller kurarak,
Saklamıştım hatıra olsun diye,
Saklamıştım büyüyünce sana vereceklerimin arasına..

İlahi İmtihan..
Okumuşumdur muhtemelen bu yazıyı..
Ama hiç anlamamış, hiç kendime yormamışım..
Ya da yormuşumdur belki  ama sadece ömrümde o güne kadar yaşadığım zorlukları, sıkıntıları düşünerek..
Zorluğu, sıkıntıyı onlar sanarak..
En zoru düşünemeyerek,
En zoru bilmeyerek,
En zoru yaşayacağımı bilmeyerek..

En zor kuzucum, en zor bu yavrum..
En zoru benim imtihanım..
Ama ilahi biliyorum..
Allah'tan geldi biliyorum..
Boyun eğiyorum..
Razı oluyorum..
Hamd ediyorum..

İçimin yangınıyla savaşarak,
Boğazıma batan nefesimle savaşarak,
Parça parça olan ciğerimle savaşarak,
Hamd ediyorum Allah'ım, kabul et..

Devamı --> »