Kategoriler

21 Kasım 2014 Cuma

Ölen oğula mektup..

Sizin hiç canlı canlı kolunuzu kestiler mi?
Hiç elinizi uzattınız mı ocakta yanan ateşin üzerine?
Demir tokmakları, başınıza başınıza indirdiler mi iri yari adamlar?
Gözü dönmüş birileri, kırdılar mı parmaklarınızı?
Tel örgülere takıldı mı sırtınız yerlerde sürünürken?
Birisi gelip kolunuzu kıvırdı mı arkaya, zorlayarak ''çat'' diye kırıverdi mi?
Çaresizlik denilen, çaresi bulunamayan tek gerçek, sarıldı mı bogazınıza?
Adamın biri gelip iki gözünüze iki parmağını sokup, kör etti mi sizi?
Büyük değirmen taşlarını getirip koydular mı üzerinize sırt üstü yatarken?
Iyice bilenmis bir bıçağı, böğrünüze sokup çevirdiler mi 360 derece?
Ayağınız kayıp yola düştüğünüzde, bacağınızın üzerinden hiç kamyon geçti mi?
Su diye size uzatılan bardağı kafanıza diktiğinizde, içinde asit olduğunu farkettiniz mi?
Demir bir çubuk, boğazınızdan girip boynunuzun arkasından çıktı mı hiç?
Yolda sessiz sakin yürürken, aniden birisi gelip suratınızın en ortalık yerine muhteşem bir yumruk savurdu mu?
Balkondan düşen koca bir saksı, tam kafanızın ortasına indi mi?
Evinizin alev alev ateşler içinde yandığını seyrettiniz mi?
Bir insanın sel suları içinde çırpına çırpına can verdiğini gördünüz mü?

Veya bütün bunları görmemiş, yaşamamış bile olsanız, biraz düşününüz..Iste bunların hepsi bir anda benim başıma geldi.19 yıl babalık etmeye çalıştığım, ALLAH ın bana emaneti,canım, gülüm,hayatım, her şeyim, bitanem, sebeb -i hayatım, evladım, oğlum Nihad, 3 dakika içinde yok olası kollarımın arasında ölüp gitti.Yapacak hiçbirşeyim yoktu. Kapının camı, şah damarını kesmişti.Fıskiye gibi kan fışkırıyordu.Kan fışkırıyordu,umutlarım, istikbalim, hayatım yerlere dökülüyordu. Bana yakın durması gereken ölüm, beni ölmeden öldürüyordu. Bugün senden ayrılalı tam 1 yıl oldu.365 günün bir tanesinde bile seni göremedim, elini tutamadım, yanağını öpemedim, bağrıma basıp sıkı sıkı sarılamadım. Evde tek başıma otururken, kapiüıda anahtar dönmedi ve sen içeriye girmedin. Bir tek gece odanın ışığı yanmadı.Ben kapını açıp ''yatıyorum, sen yatmıyor musun?'' diye soramadım.


YASAMAK CANIMI SIKMAYA BASLADI. Gül senin aradığına dair bir tek not vermedi tam 365 gündür. Bu kadar çabuk mu unuttun beni diye düşünüyorum zaman zaman. Ama beni unutmayacağını, unutmadığını biliyorum, ben de biliyorum, halan da biliyor, enişten de, Ece de. Ama oradan bir baglantı kurulması mümkün değil... Günler geçiyor arslanım.Her geçen dakikayı, beni sana yaklaştırdığı için seviyorum. Eskiden nasıl üzülürdüm, zaman geçiyor, bir gün senden ayrılacağım diye. Ama şimdi, herşey tersine döndü. Herşeye tahammül edebiliyor insan. ALLAH böyle bir sabır vermiş kullarına. Ama tahammülü olmayan bir tek şey var; senin sevginden mahrum olmak. Bunu hissedememek. ISTE ÖLMEDEN BU ÖLDÜRÜYOR INSANI.......... 


Cenk KORAY

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder