Kategoriler

6 Eylül 2014 Cumartesi

Yağmur..

     Oğlum, Asil Miran'ım..

     Mezarındaydım az önce yine. Bilmem fark ediyor musun geldiğimi? Hissediyor musun yanı başında oturup sana bakışımı. Gerçi fark etme, bence daha iyi, öldüğünü hiç bilme, benden uzak olduğunu, dokunamadığını hiç hissetme bence. Çok zor çünkü bu, çok acıtıyor insanın ciğerini. Allah bilir tabi ama ben hep orda bana benzeyen bir meleğin kucağında olduğunu hayal ediyorum, hep annenin kucağındasın, gülüyorsun, mutlusun. Sen ayrılık, özlem yaşamıyorsun, sen acı hissetmiyorsun değil mi oğlum..

     Çok yağmur yağdı bugün Ankara'ya. Şimşekler aydınlattı gökyüzünü ardı ardına. O yağmurlar ıslatıyor mu seni, sesleri duyuyor musun acaba bilmiyorum. Çünkü beni çok ıslatıyor artık yağmurlar, güneş daha çok yakıyor beni artık.

     Mezarındayken bir kaç kişi geldi yanıma, destek olmaya çalıştılar, sağolsunlar. "Başınız sağolsun" diyerek yaklaştı iki kız, ben cevap bile veremeden "ooo" dedi birden, "Ay Allah'ııım" dedi sonra. Mezar taşındaki resmini gördü sanırım, bebek olduğunu anladı o an, benim de bebeğinin mezarı başındaki bir anne olduğumu.. Bana yaklaşırken aklında olan teselli cümleleri uçup gitti sanırım ki omzumu sıvazlayıp gitti. Başka bir kadın yaklaştı dakikalar sonra. "Hasta olursunuz, ıslanıyorsunuz" dedi. "Oğlum da ıslanıyor" dedim mezar taşını göstererek. Susuverdi kadıncağız, tek kelime daha edemedi. Yağmurun da etkisiyle hava kararıyordu artık, "gitmeniz lazım" dediler, akşamları mezar ziyareti yapılmazmış. "Mezar ziyareti" değildi oysa ki benimki. Orası evimdi benim. Seni o toprağa gömdüğümüz gün, ordan uzaklaşırken babana yalvarmıştım, "burası bizim evimiz olsun" diye. "Tamam" demişti baban, "evimiz oldu burası"..


     

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder